Sıkça Sorulan Sorular


İmplantların ömrü ile alakalı kesin bir sınırlandırma yoktur. Ancak hastanın bakımı ve kemik durumuna göre uzun yıllar herhangi bir sıkıntı olmadan kullanılabilir.

Kaybedilen dişlerin yerine her zaman aynı sayıda implant gerekmez. Diş kaybedilen bölgenin yerine, kayıp diş sayısına ve kemik kalitesine göre implant sayısı değişiklik göstermektedir.

İmplantlar genel olarak titanyum ve alaşımlarından üretilmektedir.

Yapılan tüm işlemler lokal anestezi altında yapılmaktadır ve anestezinin etkin süresi içinde ağrı hissedilmez.

İmplant operasyonları bahsedildiği kadar zor bir uygulama değildir. Basit bir diş çekimi işleminde olduğu gibi lokal anestezi sonrasında yaklaşık 20-30 dakika sürecek bir operasyondur.

Operasyon sonrası dönemde ağız hijyeni çok önemlidir. Günlük ağız bakımı ihmal edilmemelidir. Ayrıca diyette yumuşak gıda ve kemik bölgesine baskı gelmemesi de çok önemlidir.

Vakanın durumuna göre değişmekle birlikte en az 3 ay beklenmesi gerekmektedir. Bu süre kullanılan materyale göre 8-9 aya kadar da uzayabilmektedir.

Kemik operasyonları sanıldığı gibi ağrılı ve zor operasyonlar değildir. Genellikle lokal anestezi altında uygulanmakla birlikte, hasta isteğine bağlı olarak genel anestezi altında da yapılabilir.

Kemik artırma işlemi yapılacak bir hastaya, vakanın durumuna göre insan, hayvan(sığır kaynaklı) veya sentetik kaynaklı greftler kullanılabilir. Bazı vakalarda ise hastanın kendinden alınacak (otojen) kemikler gerekebilir.

Kemik artırma işlemi, implant uygulanacak kadar yeterli miktarda kemiği bulunmayan hastalara gerekmektedir. Rutin olarak her hastaya uygulanmaz.
Gömülü diş çekimi genel olarak lokal anestezi altında yapılmaktadır. Etkin bir anestezi sonrası operasyon esnasında ağrı oluşmaz. Ancak sinire yakın olan dişlerin çekimi esnasında az miktarda ağrı olabilir.

Gömülü diş çekimi sonrası çekimin durumuna göre 2-3 gün sonrasında normale dönüş başlar ve bu süreç 7-10 günü bulabilir.

Gömülü dişlerin çekimi sonrasında ağrı, şişlik ve ağız açıklığında kısıtlılık olması sıklıkla görülen doğal bir süreçtir. Bu süreç hastadan hastaya ve dişten dişe de değişebilir. Bunun yanında gömülü diş çekimi sonrasında; birkaç gün boyunca sızıntı tarzında kanama, sinir hasarı gibi komplikasyonlar gelişebilir.

Gömülü kalan dişlerin durumuna göre çekimi gerekli ise mümkün oldukça erken yaşta yapılmalıdır. Yaş arttıkça komplikasyon riski de artmaktadır.
Mandibular sinir dediğimiz çenenin duyularını ileten sinire yakın olan bir dişin çekimi sonrasında nadiren de olsa sinir hasarı gelişebilir. Bu sinir hasarına bağlı olarak çene ucunda his kaybı görülebilir. Ancak bu durum oldukça az görülen ve genellikle geçici bir durumdur . Gülme, konuşma, yemek yeme gibi fonksiyonları etkilemez ve görüntü bozukluğu oluşturmaz. Felç durumu değildir.

Gömülü kalan herhangi bir diş; çene bölgesinde kist, tümör gibi patolojilerin oluşumuna ortam hazırlayabilir. Bunun yanında yakınında bulunan dişin çürümesine, kulak ve boyun bölgesinde sebebi belirlenemeyen ağrılara neden olabilir.

Çenede görülen her dişin çekilmesine gerek yoktur. Ancak anatomik yapılara zarar verme olasılığı varsa ya da hastanın şikayeti mevcutsa dişin çekimi gerekebilir.

Kist ve tümörlerin teşhisi klinik, radyolojik ve patolojik değerlendirme ile olur. Kesin teşhis ise patoloji sonucuna göre belirlenir.
Sıklıkla gelen sorulardan olmakla birlikte her kist ya da tümör kanser değildir. Ancak zamanında müdahale edilmeyen kist ve tümörler malinite gösterebilir.

Kist ve tümörler çenelerde şişlik, dişlerin pozisyonlarında bozukluk, ağrı ve enfeksiyon gibi belirtiler ile karşımıza çıkabilir.

Kist ve tümörler diğer organlarda olduğu gibi çenelerde de sıklıkla görülmektedir. Gömülü kalan dişlerin etrafında sebebi bilinmemekle birlikte kist ve tümör gelişimi görülebilir.
Tümör gelişimde bir etken de hastanın sigara, alkol gibi kullandığı maddeler ya da dudak-yanak ısırma gibi alışkanlıkları olabilir.

İnsan vücudunda yapılan tüm tedavilerde olduğu gibi bu işlemde de vücudun verdiği tepki ve yapılan operasyon önemlidir. Kök uzu rezeksiyonu için diş çekimine alternatif bir tedavi diyebiliriz.
Kanal tedavisi yapılmasına rağmen enfeksiyonda iyileşme yoksa, kanal içerisinde kanal eğesi kırılması durumunda, kök ucunda eğrilik ya da kırık varsa kök ucu rezeksiyonu gerekebilir.
Artrosentez işlemi; eklemde ağrı olduğu durumlarda eklemin normal yapısının tekrar kazanılması için yapılır. Burada önemli olan ağrının eklem ağrısı mı yoksa kas ağrısı mı olduğunun belirlenmesidir.
Artrosentez işlemi lokal anestezi altında yapılan bir işlemdir ve ağrısız bir işlemdir.

Botoks uygulaması 4-6 ay kadar etkilidir. Bu süre sonunda tekrarlanması gerekebilir.


Botoks uygulaması sadece çiğneme kaslarına uygulanmakta ve yüz hareketlerine etki etmez. Ancak farklı kas etkilenirse yüz hareketlerinde geçici bir etkilenme olabilir.



Botoks uygulaması ağrılı bir işlem değildir. Sadece botoks enjeksiyonu yaptığımız iğnenin ağrısı hissedilir ve bu birkaç saniyelik süredir.



Diş sıkma sorunu olan bir hastada önemli olan etkenin kontrol altına alınmasıdır. Yani eğer ki sebep stres ise bunu elimine etmek gerekir. Bunun yanında hastaya kas gevşetici, anti-enflamatuar ilaçlar, sıcak masaj uygulamaları, ısırma plakları ve botoks uygulamaları tedavi seçenekleri arasındadır.




Diş sıkma genelde gün içindeki strese karşı vücudun verdiği tepkidir. Diş sıkmanın şiddeti yaşanan strese ve bireye göre değişmektedir. Stresin yanında başka sistemik problemler, kullanılan ilaçlar da diş sıkmayı artırabilir.





Çene kırığında kırık bölgesinde ağrı, dişlerin temas etmemesi ve alt çenenin sağa ya da sola doğru kayması gibi belirtiler görülebilir.




Çene kırığı görülen hastanın durumu değerlendirildikten sonra kırık bölgesine göre genel ya da lokal anestezi ile yapılabilir.



Çene kırığından şüphelendiğinizde ilk yapmanız gereken en yakın sağlık kuruluşuna ya da diş kliniğine başvurmak olacaktır. Çene kırıklarında tedavi genelde çenelerin birbirine bağlanması yani intermaksiller fiksasyon ya da kırık hatlarının plak denilen özel sistemlerle bir birleştirilmesi şeklinde olacaktır.


Ortognatik cerrahi vakalarında hastalarımız ortodonti uzmanı ile muayene edilip tek çeneye mi yoksa her iki çeneye de müdahale edilmesi konusunda karar verilmektedir.

Operasyon sonrası ilk 6 saatte genel anesteziye bağlı yiyecek-içecek kısıtlaması vardır. 6 saatlik süreç sonunda yumuşak diyet önerilmektedir. Hastalarımız 4-6 haftalık süreç sonunda ise rutin beslenmesine dönebilir.
Ortognatik cerrahi operasyonu sonrasında yaklaşık 2 günlük bir hastanede yatış süreci vardır. Hastane süreci sonrası 7-10 gün içinde hastalar normal hayata dönebilir.
Open chat